Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the broken-link-checker domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/patipedi/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
Konuk Yazar: “Evde iki köpekle yaşamak zor mu?” • Patipedia
Tuesday , December 3 2024

Konuk Yazar: “Evde iki köpekle yaşamak zor mu?”

Size daha önce 50 yıl boyunca köpeklerden korktuğumu ve bu korkumu nasıl yendiğimi anlatmıştım. Bu sefer de “İki köpek evde zor olmuyor mu?” diyenlere cevap vermek istiyorum. Evde iki köpek ile yaşamak zor mu?

Victor ve Carmen

Geçen yazımda da anlatmıştım korkumu yenmek için aldığımız kızıma sokaktan da bir can kurtarmak isterken Husky bir kardeş getirdiğimi.

Kızım 5 aylıktı ve her zaman yatağına ve su kabına en uzak yere, çiş pedlerine tuvaletini yapmıştı. Dolayısı ile Carmen ile hiç tuvalet, tüy dökme sorunu ve yalnız kalamama sorunu yaşamadık. Birtek terliklere zaafı vardı, terlik gördü mü kemirmek istiyordu. İnternetten araştırdığım, terlik kemirmeye çalışınca “hayır” diyerek kemirmesi için kemik vermenin doğru olduğuydu. Bunu da çok kereler uyguladık ve evet bu sorunu aştık sayılır. Çok canı sıkılmazsa, enerjisini atmasına imkân sağlanırsa terliklerle ilgilenmiyor. Evde bir yardımcımız var o yüzden evde tamamen yalnız kalması gerekmedi ama yardımcımız televizyon bağımlısı olduğundan onun dikkati uzunca bir süre TV’ye yönelikse ve sabah gezmesi yorulacağı kadar uzun sürmemişse -ki Labradorlar kolay kolay yorulmuyor- kendine kemirecek bir şeyler buluyordu.

Bu bir gün TV kablosu oldu. O akşam “ay iyi ki internet kablosunu yememiş” dedim; erken sevinmişim! Ertesi akşam da internet kablosunu kemirilmiş buldum.  Fakat ona hiç kızmadım. Onun da bütün bebekler gibi birtakım ihtiyaçları var ve bebekler ağlayarak ihtiyaçlarını belli ediyor, köpekler ise bize yaramazlık gibi gelen faaliyetleri ile 🙂 

Bütün bunlar olurken Carmen 5 aylık olmuş, her gece oğlumla İstanbul’un cafelerinde boy gösteriyordu. Ben, “biz bir cana daha yuva olabiliriz, sokaktaki canlara bunu borçluyuz” duygusuyla sahiplendirme ilânlarına bakıyor, beğendiklerimi oğlumla paylaşıyordum; ama oğlum ikinci köpeği istemiyordu ve ben de gezdirme işi onun olacağı için onun da seveceği bir köpek olsun istiyordum.

beyaz husky
Victor

Victor’un evlat edinilmesi

Bu fikri Victor’un resmini görünce değişti ve evet Victor’u evlat edindik. Sahiplendirmesini yapan hanım tuvalet eğitimi yok sizinkini de bozabilir falan diye bütün olumsuzlukları ilk telefon görüşmemizde anlatmıştı, ama biz Carmen gibi olacak sandık. Çok yanıldığımızı Victor’u eve ilk getirdiğimiz gün anladık tabii.

Victor, bir seferde Carmen’in 5 katı çiş yapma  kapasitesine ve günde sayısız kez işeme yeteneğine sahip 🙂 İlk günler çiş pedleri ve su kapları oğlumun odasında olduğundan, o oda ve koridoru kullanmalarına izin verdik. Bu iki alan (60 m2) ise, doğal afet sayılacak ölçüde sıvı aldı epeyce bir zaman. Victor dayak mı yemişti neydi bilmiyoruz ama sevmek istediğimizde kulaklarını indirip, başını eğiyor hatta mümkünse saklanıyordu.

İlgili yazı: Konuk Yazar: “Köpek korkusunu nasıl yendim?”

Evde bir liderlik savaşı başlamıştı ikisi arasında, paylaşılamayan oyuncak, kemik ne varsa kaldırdık. Diğerine sebepsiz saldıranı oğlumun odasına koyup ortamı sakinleştirmeye çalıştık, fakat Victor asla yalnız kalamıyor, kapıya duvarlara vuruyordu kendini. Bu nedenle ayırmak istediğimizde kimin haksız olduğuna bakmadan Carmen odada kaldı bir süre; ama bu süreler en fazla 5 dakika kadar. Carmen 5 aylık, Victor da 4 aylıktı o zamanlar.  Carmen bu sırada mama yiyemiyor, kemik kemiremiyor; ikisine de aynı şeyi versek bile Victor illâ Carmen’inkini alıyor; Carmen boştakini aldığında gidip onu da alıyordu.

1 ay gibi bir sürede itişe kakışa bir şekilde sürüdeki yerlerini belirlediler ama Victor’un çiş sorunu ara ara devam ediyordu. Eğitmenlerle, veterinerle konuşuyoruz, 3 gün yapmasa 4. gün bir muzurluk çıkarıyordu. Üstelik oğlumun yatağına çıkıp oraya yapıyordu bir de gözüme baka baka… Günde 3-4 kez yorgan yıkadığımı hatırlıyorum. Sonunda baktık, anladık ki Carmen’i seversek yapıyor 🙂 Eh Allah niye iki el vermiş tabii ki, bu günler için 🙂

Günler böyle gelip geçerken bir de baktık ki ne kıskançlık, ne çiş sorunu kalmış. İkisi de biliyor ki ne verirsek ikisine de vereceğiz ve ikisine de yetecek, artık sadece  sıralarını bekliyorlar. Victor’un ilk birkaç ayı çok zordu, tuvalet sorunu inanılmaz boyuttaydı, ki bu kadar güzel bir candan muhtemelen de bu yüzden vazgeçmişlerdi.  İlk geldiği günlerde uyurken ağlıyordu, o ağlayınca Carmen ona sokulup yalıyor, onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Victor geldiğinde soğuk, uzak, mesafeli ve korkaktı. Şimdiyse eğer sevilmek istiyorsa  bunu gözleriyle ifade eder, gelir yanınıza yatar, gelir yanınızda durur 🙂 Yaramazlık hiç yok Victor’da, yapacak bir şey yoksa yatar uyur. Varlığını unutabilirsiniz o kadar yani. İlk ayları yaşadık ama şimdi bulunabilecek en sakin uysal canlı. Carmen’in ilk ayları kolaydı ama kemirme, çekiştirme sürekli can sıkıntısından muzurluk devam ediyor ve şimdi hala çok hareketli çok şımarık 🙂 Carmen canı sıkılırsa dolaşır, ona burnunu sürer, bunu yalar, Victor’un kulağını ısırır, kimse yüz vermeyince ‘offf çok sıkıcısınız’ mealinde iç çekip o da kıvrılır bir köşeye.

Labrador
Carmen

Carmen köpek parklarında başka köpek üstüne gelirse hemen sırt üstü atar kendini hiç mücadele etmez, bu yüzden yaralandığı da oldu. Artık Victor onu koruyor, birisi Carmen’in canını yakacak olsa daha uzaktan başlıyor hırlamaya .

Victor yaramazlık yaparsa Carmen ispiyonlar, hemen gelip çağırır gel bak ne yaptı diye 🙂 Carmen yaramazlık yaparsa Victor asla ispiyonlamaz, görmedim-duymadım-bilmiyorum havalarında olay mahalinden uzaklaşır.

Victor son derece sabırlı, sakin ve söz dinleyen bir köpek oldu zaman içinde. Husky’ler asidir, çiş eğitimi zordur, çok ulur, etrafı rahatsız eder diyenlere inat sevginin her şeyin ilacı olduğunun bir kanıtı gibi adeta. Asi ve kaçma eğilimli bir ırk olmasına rağmen, köpek parkının kapısı yanlışlıkla açıldığında kapının önünde durup suratıma bakarak onay bekleyen bir yakışıklı artık o.  Eski travmalarından eser yok,  mutlu ve sağlıklı , sevgi dolu bir çocuk oldu. Gün boyu cam kenarında uyur, ya da sokağı seyrederler. Biz işten, okuldan gelince sevinçle karşılamaları her şeye değer. Eğer yorgunsak ikisi de ayaklarımızın dibine yatıp sıralarını bekler, biz neşeliysek neşemize neşe katarlar.

Evet 1 ay kadar zorlandık o da bebek oldukları içindi çoğunlukla ama 1,5 senedir sonsuz bir mutluluk kaynağı oldular ailemize. Emeksiz de yemek olmuyor malum 🙂

Kısaca, iki çocuğunuzun olması ne kadar zor ise, iki köpeğinizin olması da o kadar zor.

Bu gün sorsalar ikinci köpeği aldığına pişman mısın diye, ASLA pişman değilim, üçüncüyü de gezdirebileceğimi bilsem Allah’ın hakkı üçtür derim 🙂

 Yazar: Nurdan Erelmas

Bunlara da göz atabilirsiniz

Konuk Yazar: “Köpek korkusunu nasıl yendim?”

Köpek korkusu ile başa çıkan Nurdan Köni’nin hikâyesi. 1966 yılında Göztepe’de bir köşkte doğdum, hatırladığım …

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *