Bugünkü çalışmamızda konuyla ilgili-ilgisiz herkesin hayatında olan, üzerinde tartışmalar yaşanan ”geçici bakımevleri” diğer adıyla ”hayvan barınakları” hakkında konuşacağız. Söz konusu çalışmamız, 5199 sayılı Kanun’a ek olan ”Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği” maddeleri üzerinden yapılacak olup, bu hükümler üzerinden bakımevi uygulamalarının kanuna uygun olup olmadığını tartışacağız. Hayvan barınakları, mevzuatta geçici bakımevi olarak adlandırılsa da, konuyla ilgilenen herkes bilmektedir ki; bu mekânlar hayvanlar için çoğunlukla ömür boyu kapalı kalacakları bir hapishane halini almıştır. Ne yazık ki ülkemizde çoğu yerel yönetim, kendilerine ilgili mevzuat kanalıyla yüklenmiş görevlerini yerine getirmemekte, hayvanlar konusunda çoğu zaman keyfiyet içeren uygulamalarda bulunmakta, onların hayatını ve var olma hakkını hiçe saymakta ve yetkileri altındaki bölgelerde insanları konuya dair bilinçlendirmekten kaçınmaktadırlar. Şahsım ve İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu’nda birlikte çalıştığım birçok meslektaşım/arkadaşım adına belirtmem gerekir ki; bizler, sokak hayvanlarının yaşadığımız çevrenin bir parçası olduğuna inanıyoruz ve yaşadıkları, yaşamaya alıştıkları bölgelerden insan zoruyla koparılıp barınak veya bakımevi gibi yerlerde hapis hayatı yaşamaları düşüncesine destek vermiyoruz. Çünkü o hayvanlar da yaşadığımız gezegenin bir parçasıdır ve her tarafını talan ettiğimiz bu dünyada (bizlerin de desteğiyle) yaşamlarını bizim aramızda sürdürmeleri gerekmektedir. Tüm bunların yanında, bizler karşısında olsak bile hayvan barınağı gerçeğiyle yüz yüzeyiz ve bu tarz mekânlardaki hayvan sayısı da günden güne artmaktadır. İşte bu nedenle söz konusu çalışmamızda hayvan barınaklarının sağlaması gereken asgari nitelikleri mevzuat kapsamında değerlendirerek, teoride uygulanması gereken ve pratikte var olanın kıyaslamasını yapacağız ve eksiklikleri ortaya koyacağız.
Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği Kapsamında Geçici Bakımevi Kavramı ve Uygulaması
Söz konusu yönetmelikte inceleyeceğimiz ilk madde, ”Tanımlar” başlığını taşıyan 4. maddedir; zira söz konusu maddede ”geçici bakımevi” kavramı tanımlanmıştır: ”Geçici bakımevi: Hayvanların sahiplendirilinceye veya alındığı ortama geri bırakılıncaya kadar rehabilite edildiği ve bu süre içerisinde geçici olarak kaldığı tesisi,… ” ifade etmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken ilk husus şudur ki; isimden de anlaşılacağı üzere hayvan barınaklarında hayvanlar geçici süreyle misafir edilmeli ve bu süre zarfında gerekli olan bakımı gerçekleştirildikten, rehabilite işlemi tamamlandıktan sonra sahiplendirilmeli veya bu mümkün olmuyorsa alındığı yere geri bırakılmalıdır. 5199 sayılı kanunda düzenlenen yerel yönetim görevlerinin başında gelen bu husus, ülkemizde pek fazla uygulama alanı bulamamakta olup, belediyelerin sokak hayvanlarına yaklaşımı barınakta ölüme terk etmek, yerleşim alanı dışında kalan kırsal/ormanlık alanlara bırakarak ölüme terk etmek veya itlaf şeklinde olmak üzere üç farklı şekilde cereyan etmektedir. Oysa ki; hem mevzuat hem de hakkaniyet gereği sokak hayvanlarından yerel yönetim sorumlu olup, onların bakımını bünyesindeki veya anlaşmalı olduğu veterinerler kontrolünde gerçekleştirerek sağlıklı ve hayatta kalmalarını sağlamak kendilerinin görevlerinden biridir.
Yönetmeliği incelemeye devam edersek, madde 7’de ”Belediyelerin Görevleri” başlığı altında kendine yer bulmuş olan hükümler kapsamında bakımevleri ile ilgili karşımıza şu ifadeler çıkmaktadır:
”Belediyeler;
- b) Geçici bakımevine gelen hayvanları öncelikle Ek-2’deki Sahipsiz Hayvan Kayıt Defterine kaydederek müşahede altına almakla, gerekli tedavilerin yapılmasını, kısırlaştırıp aşılanmasını ve işaretlenmesini müteakip alındığı ortama bırakmakla, geçici bakımevlerine gelen hayvanların sahiplenilmesi için yerel hayvan koruma görevlileri ve gönüllü kuruluşlar ile işbirliği yapmakla (bu konudaki uygulama bazı noktalarda kısmen de olsa gerçekleşmekle beraber, yine takip ettiğimiz kadarıyla çoğu bölgede belediye-gönüllü ilişkisi bilhassa kuruluşlar ve STK’lar açısından, ”barınağın STK yönetimine terk edilmesi ve hiçbir şekilde takibinin/denetiminin yapılmaması ” şeklinde kendini göstermektedir.)
- c) Geçici bakımevinde bulunan tüm hayvanların sahiplendirilmesi için belediye ilân panoları ile belediyenin internet ortamı ve diğer tüm yayın organlarında duyuru yapılmasıyla,
- d) Sahipsiz hayvanların beslenmesi amacıyla, bölgesinde bulunan lokanta, işyeri ve fabrikaların sahiplerinin uygun görmesi halinde işletmelerinde ve mutfaklarında oluşan hayvan beslemeye elverişli besin maddelerinin toplanmasıyla, (kanımca çok güzel düşünülmüş bir madde ancak bunu uygulayan belediye sayısı eminim ki bir elin parmaklarından azdır)
- g) Geçici bakımevlerinde oluşan atık ve artıkların çevre ve toplum sağlığına zarar vermesinin önlenmesiyle,
ğ) Geçici bakımevlerinde ticarî amaçla hayvan üretiminin engellenmesiyle,
- i) Ev ve süs hayvanını bulunduran hayvan sahiplerinin, ölümü ya da hayvanına bakamayacak şekilde hastalanması durumunda; hayvan sahiplerinin yakınları tarafından gerekçelerinin belediyeye bildirilmesi halinde, belediye görevlilerince hayvanları geçici bakımevlerine göndermek ya da sahiplendirmekle,
- j) Hayvan geçici bakımevinden ev ve süs hayvanı almak isteyen kişilere, Ek-4 deki Sahipsiz Hayvan Edinme Formu doldurtularak; hayvana ait bilgileri Ek-1 deki Sahipli Hayvan Kayıt Defterine kaydetmekle, (burada ”süs hayvanı” tanımı şahsım adına beni rahatsız etmektedir; zira onlar ihtiyaçları ve hisleri olan canlılar olup, söz gelimi vitrindeki bir biblo ile eş değer tutulmaları doğru değildir.) ilgili hususlarda gereken tedbirleri alır. ”
Görüldüğü üzere belediyelerin hayvanlara ve bakımevlerine ilişkin birçok önemli görevi vardır; ancak söz konusu görevleri layıkıyla yerine getiren belediye sayısı oldukça azdır. Kanaatimce belediyeler yukarıda yazanları ve diğer görevlerinin tamamını eksiksiz şekilde uygularlarsa, birçok çevre tarafından sorun olarak adlandırılan ve üzerine tartışmalar yapılan sokak hayvanları meselesinde önemli bir aşama kaydedilecek ve bu şekilde ilerleyen sistemde bir gün belki de sokak hayvanları için barınak veya bakımevi gibi mekanlara gerek kalmayacaktır.
Yönetmeliğin 9. maddesinde ise, geçici bakım evinde veteriner hekim bulunması ve bu veterinerin, hastalık yayılması halinde ilgili makamlara bilgilendirme bulunarak söz konusu hastalığa müdahale etmesi gerekmektedir.
Değerli katılımcılar; değinmemiz gereken sıradaki hususlar belki de çalışmamızın esas konusunu, bel kemiğini oluşturacak olan, ”bakımevlerinin çalışma usul ve esasları” konusu olup, bu konu Yönetmeliğin 22, 23 ve 24. maddelerinde oldukça geniş bir şekilde kendine yer bulmuştur. Şimdi bu maddelerin önemli kısımlarını inceleyeceğiz;
-Sahipsiz ve Güçten Düşmüş Hayvanların Toplatılması (madde 20):
”MADDE 20 –(1) Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlar aşağıdaki esaslara göre toplatılır:
- a) Belediyelerde sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması için ihtiyacı karşılayacak bir toplama ekibi kurulur.
- b) Belediyeler tarafından, hayvan toplama ekiplerinin kurulması, bu kişilerin ehil kişilerden oluşması ve dönemsel olarak sorumlu veteriner hekimce eğitime tutulmaları sağlanır.
- c) Eziyet edilmeden toplanılacak veya toplattırılacak sahipsiz hayvanlar, nakliye araçlarında kafesler içerisinde geçici bakımevlerine kısırlaştırılıp ve aşılandıktan sonra tekrar geri bırakılmaları için nakledilir. Toplanan hayvanların nakil esnasında herhangi bir zarar görmemesi için tüm önlemler alınır.
ç) Gönüllü kuruluşlar, belediye ile işbirliği yaparak bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak sahipsiz hayvanları toplayabilir.
- d) Sahipsiz hayvanlar öncelikle kafes ve ağ ile yakalanır. Bu metotlarla yakalamanın mümkün olmadığı durumlarda yakalama sopasıyla da yakalama yapılabilir. Uyuşturucu tüfek uygulamaları ile yakalama ancak veteriner hekim kontrolü altında yapılır.”
Hayvanların barınaklara sevkiyatı ile ilgili hükümler yer almakta olup, buradaki fıkralarda hayvan toplama ekiplerinin eğitimli ve işinde ehil kişiler olmasına özen gösterilmesi hükme bağlanmıştır. Maalesef ülkemizdeki durum bundan çok uzaktır. Sahipsiz hayvanları toplamakla görevli kişilerce sakatlanan veya yaralanan birçok hayvan olduğu gibi, onların yakalanışında kullanılan yöntemler de bir hayli sert ve vahşice cereyan etmektedir. Belediye görevlileri veteriner hekim kontrolünde olmaksızın uyuşturucu tüfek kullanmakta, tüfeğin içindeki madde ve maddenin dozu keyfi olarak ayarlanmakta, hayvanların yakalanması ve barınağa sevkiyatı esnasında (bazen ne yazık ki hayvanın ölümüyle sonuçlanan) işkence dolu dakikalar yaşanmaktadır. Bu yüzdendir ki; belediyeler, hayvan toplatılması hususunda işin ehli ve hayvana zarar vermeden işini icra edebilecek ekipler meydana getirmeli ve bu ekipler hayvanları rehabilite etme amacıyla sokaktan aldıklarını unutmayarak, onları her türlü zarardan koruyarak, sonradan aldıkları yere geri getirmek üzere bakımevine sevk etmelidirler.
-Toplanan Sahipsiz ve Güçten Düşmüş Hayvanların Bakılması (madde 21) :
”MADDE 21 –(1) Toplanılan sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlar aşağıdaki esaslara göre bakılır:
- a) Toplama ve geçici bakımevlerine nakil esnasında alınan gerekli tüm önlemlere rağmen ölen sahipsiz hayvanlar derhal diğerlerinden ayrılır ve veteriner hekim kontrolünde bu gibi durumlar için belediyece belirlenmiş yerde açılmış derin çukurlara gömülerek üzeri toprak ile kapatılır.
- b) Geçici bakımevlerine getirilen hayvanların yaşı, cinsiyeti, ırkı, davranış şekli Ek-2 deki Sahipsiz Hayvan Kayıt Defterine yazılır ve sağlık, gebelik durumu ve parazit açısından bir ön muayeneden geçirilir.
- c) Ön muayenede gebelikleri tespit edilen hayvanlar kısırlaştırılmadan kaydedilerek ayrı bölümlere alınır. Hayvan sağlığına zarar vermeyecek ve cenin oluşumunu tamamlamamış şekildeki gebelikler sonlandırılır. Doğan yavruların sütten ayrılıncaya kadar geçici bakımevinde gerekli bakımı yapılır. Geçici bakımevinde bulunan tüm hayvanların sahiplendirilmesi için belediye tarafından belediye ilân panoları ile belediyenin internet ortamında ve diğer tüm yayın organlarında duyuru yapılır ve sahiplendirilme teşvik edilir.
ç) Sahipsiz hayvanlar kısırlaştırıldıktan ve gerekli tıbbî müdahaleler yapıldıktan sonra sahiplenme talebinde bulunan ve 5199 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte öngörülen şartları taşıyan kişilere teslim edilir ve belediyece kayıt altına alınır. Belediyeler sağladıkları bu hizmetten dolayı belli bir ücret talep etmez.
- d) Geçici bakımevlerinde on gün süre ile gerekli duyurular yapıldığı halde sahiplendirilemeyen hayvanlar kontrolleri, aşıları ve tıbbî müdahaleler ile kısırlaştırılmaları yapıldıktan ve operasyon yaraları kapandıktan en az yedi gün sonra kayıt altına alınıp, müdahale görmüş olduklarını gösteren işaretleri üzerlerinde olacak şekilde veteriner hekimin onayıyla alındıkları ortama geri bırakılır. Bu ortamlarda belediyeler, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde besleme odakları kurar ve hayvanların beslenmesine yardımcı olur. Hayvanlar, hiçbir suretle ilgili belediye sınırları dışındaki bir ortama, ormanlık alana veya diğer yaban hayatı yaşam alanlarına bırakılmaz.
- e) Geçici bakımevlerinde kaldıkları süre içerisinde; kanunî istisnalar ile bulaşıcı, tedavi edilemez veya tedavi sonrası iyileşme ihtimali olmayan bir hastalığa yakalanan ve alındığı ortama bırakıldığında insan ve çevre sağlığına önlenemez derecede tehdit vereceğine geçici bakımevi veteriner hekimince karar verilen hayvanların dışında hiçbir hayvan öldürülmez.Öldürme işleminde hayvanlara en az acı veren ve süratle ölümünü sağlayan yöntemler uygulanır.
- f) Kuduz olduğu tespit edilen hayvanlar ise 3285 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek gerekli tüm müdahaleler veteriner hekim kontrolünde yapılır.
- g) Sahipli veya sahipsiz hiçbir hayvan belediye, gönüllü kuruluş veya diğer üçüncü şahıslarca belediye sınırları dışında yaban hayatı yaşam alanlarına bırakılmaz.”
Bu maddede dikkatimi çeken ilk husus, d) bendinde yer alan, ”hayvanlar, hiçbir suretle ilgili belediye sınırları dışındaki bir ortama, ormanlık alana veya diğer yaban hayatı yaşam alanına bırakılamaz” hükmüdür. Konuyla ilgili olan herkes, söz konusu hükmün uygulamada tam teri yönde hareket edildiğini bilir. Belediyeler tarafından ormanlık araziye hayvan bırakılması, yahut hayvanların ilgili belediyelerin sınırından dışarıda başka bölgelere bırakılması ne yazık ki fazlaca karşılaşılan olaylardır. Bu durum, mevzuatta emredilen hükümlere ters olduğu gibi, hayvanın alıştığı ve parçası olduğu yaşam alanından koparılarak bilmediği ve alışkın olmadığı (bilhasa ormanlık araziler gibi) ortamlara terk edilmeleri hayvanların hayatta kalma imkânını oldukça zorlaştırmakta çoğunlukla acı verici ölümlerle sonuçlanmaktadır. Bu maddenin il bendindeki, toplama esnasında veya bakımevinde ölen hayvanlara ilişkin madde ile e) bendinde yer alan ötenazi uygulamasına ilişkin maddeler şahsımı bir hayli endişelendirmekle beraber, söz konusu maddelerin keyfi uygulamalara ve kanuna aykırı eylemlerden dolayı gerçekleşen ölümlere kılıf bularak sorumluluktan kaçma işine çanak tutabileceğini düşünmekteyim. Bakımevi görevlilerinin asli görevi, hayvanları ne olursa olsun hayatta tutmak olmalı ve söz konusu maddelerin öngördüğü durumlarda inceleme ve denetim sıkı bir şekilde yapılmalıdır.
-Geçici Bakımevi Kurulacak Arazinin Seçimi (madde 22):
” MADDE 22 –(1) Geçici bakımevleri kurulacak arazilerin seçiminde dikkat edilecek hususlar;
- a) Bölgedeki rüzgâr, sel, yangın ve kötü hava şartları göz önünde bulundurulur.
- b) Akarsu, göl, deniz ve sulak alanlardan, mezbaha, mandıra ve insan gıdası imâl eden iş yerlerine uzaklığı 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu ve yürürlükteki ilgili mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
- c) Ses ve kötü kokunun yayılmasını önlemek amacıyla yerleşim yeri dışında, ancak ulaşım kolaylığı olan yerler seçilir.
ç) Yol, su ve elektrik imkânları bulunan yerler seçilir.
- d) Dere yatağı, dağ arası ve dik yamaç üzerinde olmamalıdır.
- e) Geçici bakımevleri; hayvanların yaşamlarını olumsuz yönde etkileyecek kirletici atık veren tesisler ile çöp döküm alanları veya atık bertaraf tesisleri üzerinde veya yakınındaki arazilere kurulmamalı ve bu konuda 2872 sayılı Kanun ve yürürlükteki ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınır.
- f) Seçilen arazi, birinci ve ikinci sınıf tarım arazisi dışında olmalı, killi ve su yoğunluğu fazla olmamalıdır.
- g) Özel çevre koruma bölgelerinde yapılacak geçici bakımevleri için Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığından uygun görüş alınır.”
Bu madde, hayvan geçici bakımevi kurmak için uygun olan arazinin özelliklerini bize sunmaktadır. Bu noktada uygulamada özellikle ön plana çıkan eksiklik, kanaatimce ilk olarak ulaşım kolaylığı ve hava koşulları hususlarına dikkat edilmemesidir. Üzerinde bir hayli fazla tartışma dönen Kısırkaya Bakımevi’ni ele alacak olursak, şehir merkezine oldukça uzak ve ulaşımının güç olmasının yanında, konumu itibariyle Karadeniz’den kaynaklı sert hava koşullarına kolaylıkla maruz kalabilecek ve hayvanların sağlığı bu durumdan olumsuz etkilenebilecektir. Bu yönetmelik maddesinde yer alan meteorolojik ve jeolojik hususların sağlamasını yapmak konusunda gerekli incelemeler belediyelerin uzman personeli veya bilirkişilerce(gerektiğinde STK’lar, baro komisyonları ve gönüllülerden de görüş alınabilir) yapılmalı ve bu kişilerin sunduğu raporlar doğrultusunda hayvan yaşamı için en uygun bölge seçilerek bakımevi kurulmalıdır. Burada temel amaç, bakımevinin konumunun içinde barınacak olan hayvanlar için güvenli ve sağlıklı bir bölge olarak seçilmesi ve bunun yanında mekânın denetimine ve gönüllü kişilerin destek vermesine olanak sağlayacak şekilde kolay ulaşılabilecek bir yerde konumlanmasıdır.
-Geçici Bakımevlerinde Bulunması Gereken Asgari Birimler (madde.23):
”MADDE 23 –(1) Geçici bakımevlerinde, aşağıda belirtilen yapılar hayvan sayısı ile orantılı olarak; birbiriyle doğrudan bağlantılı olmayacak birimler halinde yapılır.
- a) Birbirleriyle doğrudan bağlantılı olmayacak birimler şunlardır;
1) Her hayvan için etolojik ihtiyaçlarına göre yeterli büyüklükte kapalı ve açık bölmeler,
2)Karantina bölümü,
3) Hasta bakım bölümü,
4) Yavrulu anne bölümü,
5) Hayvan müşahede bölümü,
6) Hayvanların yiyeceklerinin hazırlandığı mutfak bölümü.
- b) Hayvanların bulunduğu birimden ayrı olacak birimler şunlardır;
1) Muayene odası,
2) Ameliyat odası,
3) İşçi odası,
4) Duş, depo, tuvalet,
5) Veteriner hekim odası,
6)İdare odası.”
İncelediğimiz bu maddede, her bakımevinde mutlaka olması gereken birim/bölümlere yer verilmiştir. Bu noktada bakımevlerinin her şeyden önce birer rehabilitasyon merkezi olduğu göz önüne alınarak, bilhassa tıbbi müdahaleler için gerekli sterilizasyonun sağlanması ve onların bakımevinde bulundukları dönemde doğaları gereği ihtiyaçları olan hususlara cevap verilebilmesi için gerekli altyapının oluşturulmasıdır. Mevcut durumda Maalesef bakımevlerinin birçoğu bu hükmü de yerine getirmemekte, hayvanlar tamamen sağlıksız ortamlarda doğum yapmakta, barınmakta ve ihtiyaçlarına oldukça yetersiz düzeyde cevap verilmektedir. Bu noktada yerel yönetimlerin barınaklara ayırdığı bütçenin kısıtlı olması veya barınak işletmeciliğini taşeron firmalara vermesi ve oradaki hayvanları adeta taşeron işçilerinin merhametine terk etmesi ne yazık ki sözünü ettiğimiz zorlu ve sağlıksız koşulların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Barınakların birçoğunda veteriner hekim bulunmamakta veya bulunsa dahi hayvanlar üzerinde serbest tahakküm kurmasına müsaade edildiğinden ötürü deney veya keyfi tıbbi müdahaleler ile hayvanların vücut bütünlüğü tehdit edilmektedir. Bu noktada belediyelere düşen görev, mevcut bakımevlerinin denetimini düzenli aralıklarla gerçekleştirmek ve mevzuata aykırı durumları tespit ederek çözümünün yanında, sorumlularına gerekli yaptırımları uygulamaktır.
-Geçici Bakımevlerinde Aranacak Şartlar (madde 24):
”MADDE 24 –(1) Geçici bakımevlerinde;
- a) Geçici bakımevlerinin kurulması için yürürlükteki ilgili mevzuat hükümlerine göre izin alınması,
- b) Hayvanların bilhassa operasyon öncesi ve sonrasında bakımlarının yapılacağı hayvan müşahede birimlerinin kolay temizlenebilir malzemeden yapılması,
- c) Müşahede bölümlerinin bölgenin hâkim rüzgârlarına zıt yönde yapılarak hastalık etkenlerinin rüzgârla bakımevlerine taşınmasının engellenmesi,
ç) Geçici bakımevlerinde bulunan hayvanların bulunduğu birimlerin güneş alacak şekilde düzenlenmesi,
- d) İdare odası, işçi odaları, duş ve tuvaletler, veteriner hekim odası, muayene odası ve ameliyat odasının personel sağlığı açısından hayvanların bulunduğu yerden uzakta ayrı bir bölüm halinde yapılması
- e) Hayvanların bulunduğu birimlerde temizlenebilir ve dezenfekte edilebilir malzemeden yapılmış yemliklerin ve sulukların seçilmesi ve her hayvan değişiminden önce mutlaka dezenfekte edilmesi,
- f) Geçici bakımevlerinin yıkanması ve temizliği için yeterli miktarda su bulunması ve zeminin temiz tutulması, birimler içindeki altlıkların her gün temizlenmesi ve en az beş günde bir kez dezenfekte edilmesi,
- g) Hayvanların bulunduğu birimlerdeki kapılar, dışarıdan ve içeriden açılıp kapanabilecek şekilde kilit sistemli yapılması, içeride hayvan sayısı ile orantılı olarak kolay yıkanabilen ve dezenfekte edilebilen öncelikle plâstik malzemeden, temin edilemiyorsa ahşap malzemeden veya diğer malzemelerden ve yekpare olarak yapılmış altlıkların bulunması,
ğ) Geçici bakımevlerinde kimyasal dezenfektan ve benzeri maddelerle yapılan temizliğin hayvanlara zarar vermeyecek ve kalıntı bırakmayacak şekilde yapılması,
- h) Geçici bakımevlerinin patojen mikroorganizmalara karşı ayda en az bir kez dezenfekte edilmesi ve Ek-3 teki Dezenfeksiyon Belgesinin geçici bakımevi sorumlusu ya da sorumlu veteriner hekim tarafından imzalanarak iş yerine asılması,
ı) Kafeslere konulan altlıkların her hayvan değişiminden önce dezenfekte edilmesi,
- i) Geçici bakımevlerinin zemininde ve tabanında idrarın birikmesine meydan vermeyecek bir eğimin bulunması,
- j) Karantina odasının her şüpheli hayvan için ayrı bölmeler şeklinde yapılması, zeminin temizlik ve dezenfeksiyona uygun malzemelerle kaplanması, kapısının kilitli ve üzerinde gözetleme bölümünün bulunması ve mekanik olarak havalandırılmasının sağlanması,
- k) Muayene ve ameliyat odalarının hayvanın muayene ve ameliyat yapılabilmesine olanak verecek şekilde düzenlenmesi, ayrıca gerekli alet ve ekipmanın bulundurulması,
- l) Büyük hayvanlara günde en az bir öğün, yavrulara ise günde en az iki öğün yiyecek verilmesi, yiyeceklerin günlük hazırlanması, günlük olarak tüketilmeyen yiyeceklerin uygun saklama koşullarında saklanması, yemek artıklarıyla hayvanların beslendiği geçici bakımevlerinde yiyeceklerin günlük olarak tüketilmesi ve gün boyunca yiyeceklerin hayvanların önünde bekletilmemesi,
- m) Geçici bakımevlerinin kapasitesi dikkate alınarak, öncelikle bakıma muhtaç olan hayvanların seçilmesi,
- n) Geçici bakımevlerinde çalışan tüm personelin hayvanlardan geçen hastalıklara karşı aşılanması, hayvan bakımı, eğitimi ve hastalıkları konusunda veteriner hekim tarafından bilgilendirilmesi,
- o) Bakıcı personelin özel giysi, plâstik eldiven ve çizme giymesi,
ö) Şehir şebekesine bağlı su veya bu amaca yönelik yeterli kapasitede su deposunun bulunması,
- p) Su, şebeke suyu dışında başka bir kaynaktan temin ediliyorsa, suyun dezenfeksiyonu için gerekli tedbirlerin alınması, suyun bakteriyolojik ve kimyasal analizlerinin yaptırılması, sonuçlarının saklanması ve analiz değerlerine göre suyun kullanılması,
- r) Geçici bakımevlerinde; karantina odası, hasta bakım odası, yavrulu anne odası, hayvan müşahede odası ile ameliyat odasında uygun ısıtma ve aydınlatma sisteminin bulunması,
- s) Hayvanların sürekli sıcakta ve soğukta kalmalarını önleyici tedbirlerin alınması,
ş) Hayvanlar için kulübe sistemi benimsenmiş ise hayvan kulübelerinin metal olmayan öncelikle plastikten ya da tahtadan yapılmış olması,
t)Tellerle bölünen açık alanlarda tel delik aralıklarının hayvanların yaralanmalarını önleyecek şekilde yapılması,
- u) Geçici bakımevlerinin peyzajının yapılarak ağaçlandırılmasının sağlanması,
ü) Geçici bakımevlerinde ölen hayvanların ölüm nedeni varsa ölmeden önce yapılan tahlil, uygulanan tedavi ve laboratuvar teşhisleri, yapılmışsa otopsi raporunun geçici bakımevi sorumlusu ya da sorumlu veteriner hekim tarafından Ek- 2 deki Sahipsiz Hayvan Kayıt Defterine işlenerek geçici bakımevinde muhafaza edilmesi,
- v) Geçici bakımevlerinde 3285 sayılı Kanuna tâbi, ihbarı mecburî bir hastalık çıkması halinde, geçici bakımevi sorumlusu ya da sorumlu veteriner hekim tarafından durumun resmî makamlara haber verilerek yetkililerce alınacak yasal tedbirlerin uygulanması ve uygulattırılması,
- y) Geçici bakımevlerinde bulunan hayvanların talep ve sorumluluklarını üstlendiklerini taahhüt etmeleri halinde, isteklilere verilmesi ve bu işlemlerin kayıt altına alınması,
- z) Bu Yönetmeliğin 50 nci maddesine göre el konulan hayvanların belediyelere ait geçici bakımevlerinde gerekli kontrol ve müdahaleleri yapılarak sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması,
- aa) Geçici bakımevlerinde ticarî amaçla hayvan üretiminin yapılmaması,
- bb) Geçici bakımevlerini gezmeye gelen kişilerin kafeslerde bulunan hayvanlara doğrudan temasının ve ulaşmasının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması,
- cc) Geçici bakımevlerinde en az bir adet veteriner hekim ve her yüz hayvan için en az bir adet hayvan bakıcısının bulunması,
çç) Köpeklerin konulacağı birimlere veya kafeslerine birden fazla hayvanın konulmaması ancak mecburîyet varsa aynı mizaç ile fiziksel açıdan yapıları ve güçleri benzer hayvanların bir araya konulması ve hayvanların birbirlerine zarar vermesinin önüne geçilmesi,
- dd) Geçici bakımevlerinde özel kişi, kurum ve kuruluşlara ait hayvanlara tedavi hizmetlerinin gelirinin geçici bakımevinde kullanılması kaydıyla ve makbuz karşılığında verilmesi,
- ee) Geçici bakımevlerinde oluşacak tıbbî atıkların, 2872 sayılı Kanun ve yürürlükteki ilgili mevzuatlar hükümleri çerçevesince bertaraf edilmesi,
- ff) Hayvanların geçici bakımevi dışına çıkmasını engelleyici tedbirlerin alınması,
- gg) Temizlik sularının uzaklaştırılabilmesi için yeterli eğime sahip olan toplama kanal sisteminin kurulması ve foseptiğin belediye tarafından çekilmesinin sağlanması,
ğğ) Geçici bakımevlerinde temizlik artıklarının ve dışkılarının çöp kutusu içinde bulunan, dayanıklı ve yırtık olmayan, ağzı bağlanabilen naylon torbalar içine konulması ve kontrollü bir atık ünitesinde yakılarak yok edilmesi veya 2872 sayılı Kanun ve yürürlükteki ilgili mevzuat çerçevesinde bertarafının sağlanması
zorunludur.”
Oldukça uzun ve ayrıntılı olan söz konusu madde üzerinde uzun uzun konuşarak vaktinizi almadan, şunu belirtebiliriz ki; bir bakımevinin taşıması gereken asgari özellikler yukarıda net bir şekilde ortaya konmuştur. Bu noktada özellikle dikkatimi ve eleştirimi üzerine çeken, ”her yüz hayvan için bir görevli” hükmüdür. Kanımca bu oran yeterli değildir ve zaten her daim sayıları artan barınak hayvanlarının sağlıklı şekilde bakılması için bakıcı görevli sayısı arttırılmalıdır.
Konuşmamı burada noktalarken, hayvanların barınak veya bakımevi adı altında herhangi bir şekilde kalıcı olarak hapis edilmesine karşı olduğumuzu ama en azından var olan barınakların hayvanlar için en uygun koşullara sahip olması gerektiği konusundaki fikrimizi hatırlatırım. Umarım sunum sizlere faydalı olmuştur ve umarım yerel yönetimler bir gün kanunun ve sair mevzuatın emrettiği hükümlere eksiksiz şekilde uyarlar. Sabrınız için teşekkür ediyor, siz değerli yaşam hakkı savunucularına mücadelede kolaylıklar diliyorum.
Av. Berk Arıkan
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
“Hayvan Hakları Eğitim Destek Programı” sunumudur.