Kedi ve Köpeklerde Kalp Hastalıkları Belirtileri

Ne yazık ki, kedi ve köpeklerde kalp hastalıkları oldukça sık görülür.

Kardiyovasküler sistem çok karmaşık bir yapıdır ve bedenin sağlıklı olabilmesi için birçok organ ve biyokimyasal sürecin beraber çalışması gereklidir.

Bu birbirine bağlantılı sistemde bir aksaklık olduğunda kedi/köpeğinizde ani ya da sürece yayılan değişimler gözlenir.

Kedi ve Köpeklerde Kalp Hastalıkları Belirtileri

Öksürme: Geceleri artan inatçı bir öksürük, ya da yatmakta olan hayvanın birden oturur ya da yaslanır pozisyona geçmesi kalpte bir sorun olduğunun işareti olabilir. Kedilerde bu belirti sık gözlenmez.

Harekete dayanıksızlık: Eğer kedi/köpeğiniz daha az hareket ediyor ve oyun oynamaya isteksizse, kırmızı alarm.

Kısa bir hareketlilikte bile çok çabuk yoruluyorsa ve solunumu ağırlaşıyorsa, kalbinde sorun var demek olabilir. Bir diğer işaret ise morumsu ya da solgun renkli dişetleridir.

Solunum sıkıntısı: Kalbinde sorun olan hayvanların solunumu genellikle uyku sırasında hızlanır. Normal solunum sayısı dakikada 32’dir. Uyku sırasında göğsün hareketlerini gözlemleyerek sayabilirsiniz.

Dakikada 32 nefesten daha fazla nefes alıyorsa, nefes almak için abdominal bir efor sarfediyor demektir, bu da kalp hastalıklarına işaret edebilir.

Davranışsal değişiklikler: Köpeklerde genel huzursuzluk, özellikle geceleri nereye yatacağını bilememe gibi davranışlar gözlemlenmeli.

Kedilerde ise geri çekilme ya da saklanma gibi belirtiler gözlenebilir.

Bayılma/yığılma: Kalpteki rahatsızlık ciddiyse bayılmalar ve/ya yığılmalar gözlenir. Kedilerde bu nöbetlere geçici felç de eşlik edebilir. Bu gibi durumlarda acilen bir veteriner hekim görülmelidir.

Kiloda ani değişiklikler: Uzun süre kalp rahatsızlıklarında genellikle kilo kaybı görülür ancak karında sıvı birikmesi nedeniyle kilo artışı da gözlenebilmektedir. Karın bölgesinin şişliğini kontrol edin.

Bu belirtilerden birini ya da birkaçını gözlemliyorsanız, mutlaka uzman bir veteriner hekime danışmalısınız. Kalp hastalıklarında erken teşhis çok önemlidir ve tedaviden sonraki süreci kaliteli ve uzun tutmak ancak erken teşhisle mümkündür.

Yazar: Dr. Becker