Zoosadizm, hayvanlara işkence etmekten zevk duymaya denen, sosyopatik davranışların arasında sayılan bir davranış bozukluğudur. Araştırmalara göre hayvanlara zarar vermekten keyif alan kişiler, aynı şeyi insanlara yapma yatkınlığı olanlardır.
Zoosadizm, aynı zamanda antisosyal kişilik bozukluğu, narsizm gibi psikopatolojilerin ilk belirtilerinden sayılmaktadır.
“Kedi, Köpek ve İnsana Karşı Saldırganlık” adlı makalesinde Alan R. Felthous şöyle yazmıştır:
“Tekrarlanan bir şekilde kedi ve köpeklere zarar veren psikiyatri hastaları arasında yapılan bir ankette, bu kişilerin insanlara karşı da saldırganlık gösterdikleri belirlenmiş, hatta içlerinden bir tanesi bir erkek çocuğunu öldürmüştür.” İşte bu nedenle hayvana şiddet gösteren kişilerin insanlara da aynı şiddeti uygulama ihtimali, diğer insanlara göre 5 kat fazladır.”
- Amerika’da incelenen seri katillerin geçmişlerinde hayvana zulüm ya da hayvan cinayeti görülmektedir.
- Çocukluğunda cinsel istismara uğramış kişilerin %20’si erişkinlik döneminde hayvanlara aynı şekilde zarar vermişlerdir.
- Okullarda toplu katliam saldırısı yapanların %50’sinin geçmişlerinde hayvanlara işkence yaptıkları belirlenmiştir.
- Aile içi şiddet kurbanlarının %75’i, şiddeti uygulayan kişinin daha önce evcil hayvanlarına zarar verdiği ya da onları öldürdüğünü beyan etmiştir.
- Amerika’daki aile sığınma evlerine gelen kadınların %71’i, çocukların ise %63’ü, şiddetin merkezinde hayvanların da olduğunu açıklamıştır.
- Hayvan istismarında bulunan kişilerin %48’inin, eylemlerinden sonra 12 ay içinde başka suçlar işledikleri tespit edilmiştir.
- Aile içi şiddete maruz kalan çocukların diğer çocuklara oranla hayvanlara karşı daha zalim oldukları görülmüştür.
Nasıl önlem alınabilir?
- Özellikle çocuklara yönelik eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılması şarttır.
- Hayvana karşı şiddet ya da istismar gördüğünüzde bunu mutlaka belediye ya da hayvan koruma kurumlarına bildirin.
- Bir çocuğa şiddet ya da istismar gördüğünüzde bunu da mutlaka emniyet güçlerine ve aile koruma derneklerine bildirin, çünkü şiddete maruz kalan çocuklar, hayvan istismarına da yatkın oluyorlar.
Ayrıca bunlar zaten insanın sosyal görevleridir!
Pasif şiddet nedir?
Hayvana şiddet yalnızca dayak ya da fiziksel işkence demek değildir. Pasif şiddet de önlem alınması ve engellenmesi gereken uzun süreli ve hayvan refahını ve sağlığını kısıtlayan bir şiddet türüdür.
Pasif şiddetin göstergelerini şöyle sıralayabiliriz:
- Hayvana küçük gelen ve boynu aşırı sıkan tasmalar takmak
- Aşırı uzun tırnaklar
- Kronikleşmiş göz ve diş enfeksiyonları
- Tedavi edilmeyen kırıklar, topallama
- Üstünde sürekli pire, parazit ve kene olması
- İleri derece uyuz ve tüy dökülmeleri
- Pansuman yapılmamış açık yaralar
- Aşırı zayıf ve aç olması
- Mama ve suyu olmadan sürekli yalnız bırakılmaları, zincirlenmeleri
- Aşırı sıcak ve soğuk havalarda korunaksız dışarda tutulmaları
Sonuç olarak, pasif ya da aktif olsun, şiddet şiddettir.
Şiddete yatkın kişiler ilk kurbanları olarak önce hayvanları sonra ise çocukları ve yaşlıları seçerler.
Unutmayın, sessiz kalmak suça ortak olmaktır!
Kaynaklar: Wikipedia, Canadians For Animal Welfare Reform, Independent