Hayvan istismarı öyle bir konu ki, yalnızca kimsesizler hayvanlar değil, ne yazık ki evde bakılmış olan kedi/köpekler de hayatlarının bir bölümünde kötü muamele görmüş olabiliyor. Fiziksel darbeler, ceza gibi faal bir şekilde olabildiği gibi, görmezden gelinme ya da ihmal edilme gibi pasif olarak da kötü zamanlar geçirmiş olabiliyorlar.
“Kötüye kullanma/istismar” dediğimiz şey birçok şekilde karşımıza çıkabilir:
- Yavruyu anneden çok erken ayırma
- Kronik stres ya da acıya yol açan, hayvanı sürekli bağlı ya da kapalı tutma durumu
- Bağırma, azarlama gibi sözel ya da dayak gibi fiziksel cezalar
- Beslenme, bakım ve/ya sağlık gibi konuların ihmal edilmiş olması
- Kedi/köpeği kısmen ya da tamamen izole etme, sosyalleştirmeme ve/ya ihtiyacı olan deneyimleri yaşatmama
Bu tür travmaları yaşayan bir köpek, bulunduğu yerden alınıp sevileceği bir yuvaya kavuşsa bile, etkileri ömür boyu olabilir – tabii yaşına da bağlı olarak. Dünyaca tanınan davranış bilimci Dr. Nicholas Dodman bu konuyla ilgili şunları söylüyor: “Yetişkin bir köpek bu sorunları daha kolay atlatabilir, ancak bir yavru bu hatalara maruz kaldıysa, kalıcı olarak etkilenir ve kendisine bir koruyucu duvar örerek hiçbir zaman insanlara tam anlamıyla güvenemeyebilir.”
Sahiplendiğiniz kedi/köpeğin kötüye kullanılmış olduğunu nasıl anlarsınız?
- İçine kapanıklık
- Güvensizlik (saklanma, çevreyi keşfetmek istememe, sürekli alarm halinde olma)
- Keyifsizlik
- Fiziksel durgunluk
- Oyuna isteksizlik
Bazen bu durumlar yalnızca ev içine değil, dış alanlara da yayılır.
Açık alanlara karşı korku gelişebilir.
Köpek, çok sessiz hareket etme eğilimi gösterebilir.
Bir diğer örnek de, yavru köpeğin geldiği yerde ilgisiz ve yalnız bırakılması sonucunda doğan “ayrılık anksiyetesi” durumudur.
Sürekli yalnız bırakılmış olan köpek, yeni sahibinden ayrılınca panikler.
Kedilerde ise ilk 7 hafta çok önemlidir.
Bu süreçte insanlarla vakit geçirmezlerse, tamiri mümkün olmayan güvensizlik geliştirebilirler. Ya da bu 7 hafta süresinde fiziksel olarak zarar görmüş ya da korkutulmuşlarsa, üstesinden gelinemeyecek bir düşmanlık duygusu beslerler.
Kötüye kullanılmış hayvanlar için güvenli bir çevre yaratmak
Eğer sahiplendiğiniz hayvanın daha önce kötü şartlarda yaşadığını biliyor ya da tahmin ediyorsanız, yapmanız gereken ilk şey gerçekçi hedefler belirlemektir: Ani ve hızlı değişimler ve %100’lük bir düzelme beklenmemelidir.
Zarar görmüş bir hayvanın dünyaya bakışının değişmesi ve insanlara yeniden güven kazanması zaman alacaktır.
Bilinçli yaklaşım ve istikrar onu ailenizin yeni üyesi haline getirecektir elbette, fakat yaşadıklarını unutması çok zordur.
Onu yeniden kazanmak için yapabileceğiniz başlıca şeyler
- Ona sevildiğini ve ihtiyaç duyulduğunu hissettirin, onunla net iletişim kurun.
- Onu hiçbir konuda zorlamayın; kendinin keşfetmesini bekleyin. Ona kendi alanını yaratın ve kendi istediği zaman orda yalnız kalmasına izin verin.
- Onu korktuğu her şeyden koruyun.
- Başarılı olabileceği konularda onu yüreklendirin ve kendine güvenini kazanmasını sağlayın.
- Dengeli ve özenli beslenmesini sağlayın. Yeterli fiziksel aktivite ve oyun imkânı sağlayın. Sizinle vakit geçirmesi için ona fırsat verin.
- Kediler ve köpekler ses tonu konusunda oldukça hassastır. Onun yanında yüksek sesle konuşmamaya, bağırmamaya ve sakin kalmaya dikkat edin. Ev içinde de aynı huzuru sağlayın ve eve gelen herkesi bu konuda uyarın.
- Her gün onunla sessiz bir ortamda birlikte vakit geçirin. İkinizin de rahat olduğu bir oda seçebilir, onunla konuşurken ona arada bir ödül verebilirsiniz. Kitap okuyorsanız, hafif bir sesle ona da okuyun ve ona sık sık dokunun. Acele etmeden onun size yaklaşmasını ve güvenmesini sağlamaya çalışın.
- Eğer kedi/köpeğiniz yabancı hayvanlardan korkuyorsa, onu kesinlikle zorlamayın. Kendi hazır hissettiği zaman onlara yaklaşması bu korkunun artmasını engelleyecek, korkuyu daha kolay aşmasını sağlayacaktır.
Dodman diyor ki;
“Ona yemek, ilgi ya da sevgi vermek için ondan karşılık beklemeyin. Bunları ona karşılıksız olarak sağlayacağınızı mutlaka hissettirin.”
Köpeklerde Duyarsızlaştırma
Kedi veya köpeğiniz ona sağladığınız şartlara alıştıktan ve uyum sağladıktan sonra, rehabilitasyonu duyarsızlaştırmaya çevirmeye sıra gelmiş demektir.
Dr. Dodman bu süreci homeopatinin davranışsal eşdeğeri olarak açıklar. Yani “benzeri ile tedavi yöntemi” diyebiliriz.
Evcil hayvanınızı yavaş yavaş ve sürekli kontrol altında tutarak rahatsız olduğu şeylerle tanıştırmaya başlayın.
Duysarsızlaştırma sürecini yabancı insan ya da hayvanlar veya ayrılık anksiyetesi konusunda örneklendirebiliriz.
Ona yaşadığı korkuyu, pozitif algılaması konusunda yardımcı olmamız demektir – ki bu çoğu zaman yemek ya da ödülle sağlanabilmektedir.
Kötüye kullanılmış hayvanların rehabilitasyonu kolay bir süreç değildir, çünkü öğrendikleri ve yaşadıkları kötü bir deneyim hemen unutturulamaz.
Ona olumlu hisler sağlamak için rahatlatıcı koku, ses ve masajlardan da faydalanabilirsiniz.
Kendinizi çıkmazda hissettiğiniz zaman ise, güvenilir, eğitimli ve deneyimli bir uzmandan yardım almanız hem siz, hem de sahiplendiğiniz hayvan için faydalı olacaktır.